Http www kültür gov tr nemrut dağı

Nemrut Dağı Tümülüsü, 1881 yılındaki keşfinden bu yana yüzyılı aşkın bir süredir aralıklarla da olsa kazı ve araştırmalara konu olmuş; 1986 yılında ulusal mevzuata uygun olarak, Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilmiş ve aynı yıl UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Nemrut Dağı Tümülüsü’nün korunmasına yönelik farklı ölçeklerde bir dizi araştırma ve uygulama projesinin hazırlanması için 2006 yılında ODTÜ tarafından Nemrut Dağı Tümülüsü merkezli Kommagene Nemrut Koruma Geliştirme Programı (KNKGP) hazırlanmıştır. KNKGP’nın temel amacı: “UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Nemrut Dağı Tümülüsü merkezli olmak üzere, Nemrut Milli Parkı sınırları içinde kalan arkeolojik alanlarla, Adıyaman ili sınırları içinde bulunan Kommagene uygarlığına ait anıtları içeren bölgenin uluslararası koruma bilimi ilkeleri doğrultusunda mimari, arkeolojik, tarihsel, ekonomik, sosyal, kültürel, doğal ve ekolojik değerleri ile bir bütün olarak korunması, yorumlanması, sunumu ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.”

2006-2010 yılları arasında tamamlanması planlanlanan KNKGP kapsamı temel olarak iki ölçekte ele alınacak çalışmalardan oluşur.

Bunlar:

1. Nemrut Dağı Tümülüsü ve yakın çevresi ölçeği

Bu ölçekteki çalışmalar Nemrut Dağı Tümülüsü’nün korunmasına yönelik farklı nitelikte araştırmalarla, bunların sonuçlarına ve mevzuatımızın gereklerine göre üretimi öngörülen projelerden oluşur. Bunlar Nemrut Dağı Tümülüsü’nün belgelenmesi, bir arşiv oluşturulması ve sağlıklı sunumundan; eserlerin yapısal durumu, depremselliği ve malzeme analizlerine göre ana yapı malzemelerine uyumlu restorasyon müdahalelerin tanımlanmasına kadar bir dizi araştırma ve projeyi kapsar.

2. Nemrut Dağı Milli Parkı ve yakın çevresi ölçeği

Bu ölçekteki çalışmarın temel amacı Nemrut Dağı Tümülüsü odaklı bir Yönetim Planı hazırlanmasıdır. Yönetim Planı’nın sınırları Nemrut Dağı Tümülüsü ile sınırlı tutulmamış olup bir kısmı Nemrut Dağı Milli Parkı içinde olmak üzere Adıyaman’da bulunan ve özellikle Kommagene kültürünün bir bütün olarak algılanmasını sağlayan eserleri/alanları içeren bölge için bir plan hazırlanması öngörülmüştür. Bu çerçevede öncelikle Adıyaman İl Kültür Envanteri tamamlanmış; bu envantere dayanarak sınır tanımlamaya yönelik bir model geliştirilmiş ve bu modele göre de KNKGP Yönetim Planı sınırları belirlenmiştir. 2009 yılından başlayarak belirlenen sınırlar içinde kalan alan/eserlerle ilgili olarak KNKGP Yönetim Planı hazırlanmıştır.

Antik dönem kaynaklarında adı geçmeyen Nemrut Dağı’ndaki kült merkezinin (Hierothesion) 1881 yılındaki keşfine kadar, Anadolu’ya özgü bir krallık olan Kommagene Krallığı araştırmacıların pek de ilgisini çekmemiştir. Nemrut Dağı Tümülüsü’nün 1881 yılında Karl Sester tarafından keşfinden sonra ise gerek Nemrut gerekse Kommagene kararlığı yerli ve yabancı pek çok bilim insanı tarafından araştırılmış, Nemrut’ta kazı ve restorasyon çalışmaları yapılmış ve bu çalışmalara ilişkin sonuçların bir kısmı yayımlanmıştır. KNKGP kapsamında, ODTÜ tarafından oluşturulan Nemrut arşivinde derlenen bu çalışmalar, aşağıda, kronolojik bir düzen içinde ana başlıkları ile sunulmuştur.

1881, Karl Sester & Otto Puchstein: Tümülüsün keşfi

Nemrut Dağı’ndaki bu kutsal alan (Hierothesion) ilk kez 1881 yılında Karl Sester tarafından keşfedilir. Bu keşiften sonra Sester’in bilgilendirmesiyle Alman otoritelerin ilgisini çeken Nemrut Tümülüsü ile ilgili ilk araştırma, 1882 yılında arkeolog Otto Puchstein ile Karl Sester’den kurulu bir ekip tarafından gerçekleştirilir.

1882, Osman Hamdi Bey ve Osgan Efendi: İlk Türk Ekip Nemrut’ta

Müze-i Hümayun’a (Osmanlı İmparatorluk Müzesi) 1881’de Müdür olarak atanan Osman Hamdi Bey, Sanayi-i Nefise Mektebi öğretim üyesi heykeltraş Osgan Efendi ile birlikte Osmanlı misyonu olarak 1883 yılında, Nemrut Dağı anıtlarını incelemek, bu konudaki çeşitli soruları aydınlatmak üzere görevlendirilirler. Yazarlar, kısmi kazı da yaptıkları bu araştırmanın sonuçlarını, Puchstein’ın bulguları ile karşılaştırmalı olarak “Le Tumulus de Nemroud Dagh” adlı Fransızca eserlerinde (1. basım 1883, 2. basım 1987) yayımlarlar.

1882, Karl Humann ve Otto Puchstein: Anadolu’dan Kuzey Suriye’ye

Osman Hamdi Bey ve Osgan Efendi ile aynı yıl, Haziran 1882’de, Karl Humann ve Otto Puchstein incelemeler yapmak üzere Nemrut’a giderler (Dörner, 1999: 32, 40). İkili, Kommagene bölgesi ile birlikte kuzey Suriye’deki arkeolojik eserlere ilişkin çalışmalarını anlattıkları “Reisen in Kleinasien und Nordsyrien-ausgeführt im Auftrage der Kgl. Preussischen Akademie der Wissenschaften, beschrieben von Karl Humann and Otto Puchstein” (Prusya Kraliyet Akademisinin Görevlendirmesiyle – Anadolu’da ve Kuzey Suriye’de Yapılan Geziler. Anlatanlar: Karl Humann ve Otto Puchstein) başlıklı iki ciltlik eserlerini, alan çalışmasından ancak 10 yıl kadar sonra, 1890’da yayınlar. Kitabın büyük bir bölümü Nemrut Dağı’nda 1882-1883 yıllarında yapılan çalışmaları kapsamaktadır. Bu kitabın kopyasının teminini sağlayan İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü ile Prof. Scott Redford’a teşekkür ederiz.

Çalışmalara ara veriliyor…

Humann ve Puchstein’ın 1890’daki yayınından sonra, Nemrut Dağı ve Kommagene ile ilgili araştırmalar uzunca bir süre kesintiye uğrar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve hatta 1938’e kadar, Nemrut Dağı odaklı alan araştırması yapılamaz. Ancak Antiochus’un Hierothesion’u ile ilgili 1896’dan başlayarak bazı araştırmacılar çeşitli yayınlar yaparlar (Sanders, 1996: 30-31).

1954-1958 ve 1984, Karl F. Dörner Nemrut’ta

1936-37 yıllarından itibaren genç arkeolog F. Karl Dörner Nemrut’la ilgilenmeye başlar ve ilk kez 1938’de Mimar Rudolff Naumann ile birlikte bölgeye gelerek Kommagene’de araştırmalar yaparlar. Iki genç araştırmacı, bu incelemelerinin sonuçlarını “Forschungen in Kommagene (Kommagene Araştırmaları) adı ile 1939 yılında yayımlar (Dörner, 1999: 138-149). Dörner, II. Dünya Savaşı’nın ardından 1951 yılında, Kommagene ve özellikle Nemrut Dağı ile ilgili gerekli çalışmaları tanımlamak amacıyla tekrar bölgeye gelir. Dörner’in önceliği Kâhta Çayı kıyısındaki Arsemia’da kazı yapmak olmakla birlikte, Nemrut’a ilgisi de devam etmektedir. Aynı yıl, Theresa Goell ve Albrecht Goetze’den oluşan Amerikalı ekip de Nemrut Dağı’ndadır. Bu iki grup Nemrut Dağı ve ve Kâhta Çayı kıyısındaki Arsemia’da ortak çalışmalar yapmak üzere anlaşırlar (Dörner, 1999: 178). Bu tarihten sonra Dörner ve Goell 1953’den 1956’ya kadar aralıksız, 1958’de ise Nemrut’ta son kez birlikte çalışırlar.

1984’te Dörner, Nemrut’ta Alman araştırma grubu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarından oluşan bir ekiple onarım amaçlı bazı müdahaleler yapar. 1984, sağlığı bozulan Dörner’in (?-1992) alandaki aktif son yılıdır.

Dörner, Nemrut ve Arsemia’daki çalışmalarını farklı makale ve yayınlarla anlatır. Bunlar içinde en önemli olanı 1981 yılında Gustav Lübbe Verlag GmbH tarafından “Kommagene-Götterthrone und Königsgraber am Euprat – Neue Entdeckungen der Arkaologie” başlığı ile yayınlanan eserdir. 1987 yılında genişletilerek “Der Thron der Götter auf dem Nemrud Dağ” adı altında ikinci baskısı yapılan bu eserde Dörner, Karl Humann ve Otto Puchstein’ın (1890) kitabından büyük çapta yararlanmıştır. Bu kitap Vural Ülkü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve Türk Tarih Kurumu tarafından basılmıştır.

1956-1973, Dağın Kraliçesi: Theresa Goell

1939’dan itibaren Nemrut’la ilgilenen Goell (Sanders, 1996: XXIII, XXIV), 1947’de ilk kez, 1951’de ise ikinci kez alana gelir. 1951-1956 arasında Dörner’le birlikte, daha sonra ise 1958, 1961, 1963, 1964, 1967 yıllarında Nemrut’ta ve Dörner’in Arsemia’da yürüttüğü kazılarda çalışır.

Goell, ilk yıllarda daha çok kazı ve belgeleme çalışmalarına ağırlık verirken, 1954-56 arasında Antiochos’un mezarını bulmak için tümülüste kazılar yapar (Sanders, 1996: 44, 47). Başarısız olan bu denemeler, 1961’den sonra Nemrut’ta jeofizik araştırmalar ve 1964-74 arasında Samsat kazılarıyla devam eder. 1973’te Nemrut’taki ateş sunağını onaran Goell (1901-1985), ilerleyen yaşına eklenen hastalıkla alan çalışmalarına devam edemez.

84 yaşındaki ölümüne kadar Nemrut’la ilgili bazı makaleler dışında, yayın yapma olanağı bulamayan Goell, 1983’te Donald H. Sanders’den kazı çalışmalarını derlemesini ister (Sanders, 1996: XVII). Goell’in çalışmalarını 13 yıllık bir uğraş sonunda ayrıntılı biçimde derleyen Sanders’in ” Nemrud Dağı: The Hierothesion of Antiochus I of Commagene” başlıklı iki ciltlik İngilizce eseri, 1996 yılında basılır. Bu eser Nemrut’la ilgili bugüne kadar yapılmış en kapsamlı yayındır.

1958, Ara Güler Fransız televizyonu ile birlikte Nemrut’ta…

Ara Güler, bir Fransız televizyonun medeniyetler ile ilgili bir belgesel çekimi sırasında, daha önceden varlığını öğrenmiş olduğu Nemrut Tümülüsü’nde çekim yapmalarını önerir ve onlara eşlik ederek tümülüste fotoğraflar çeker. 1958 yılında gerçekleşen bu ziyaretin haberi Almanya ve Fransa başta olmak üzere dünyada 100’ün üzerinde sanat ve haber dergisinde yayınlanır (Kürkçüoğlu, S. S., 2002, http://www.hezarfen.net/paralax/056sabri.htm).

1987-1989, Sencer Şahin Nemrut’a davet ediliyor

Dörner’in öğrencisi Prof.Dr. Sencer Şahin (1939-2014), 1987’deki ilk alan çalışmasında Dr. B. Fitzner’in denetiminde, Aachen Teknik Yüksek Okulu Jeoloji Bölümü ile bir stel üzerinde petrografik ölçümler yapar. Sonraki yıllarda ise Şahin, mezar odasının konumunun jeofizik yöntemlerle saptanması, alanın rekonstrüksiyonu ve sunumu üzerinde çalışır. Şahin ve çoğunluğu Alman araştırmacılardan oluşan ekip, araştırmalarının sonuçlarını farklı ortamlarda sunarlar. Bunlar dışında Şahin’in bir başka çok önemli katkısı da Kral I.Antiochos’un Vasiyetnamesi’nin (nomos) Türkçeye kazandırılmasıdır. Nomos’un Türkçesi 1998 yılında “Tanrılar Dağı Nemrut / Mountain of the Gods” adlı eserle yayınlanır.

1990, İbrahim Demirel Nemrut’ta …

1990 yılında, bölgeye gelen fotoğraf sanatçısı İbrahim Demirel, Nemrut’a da çıkar. Demirel’in arşivinde 250 civarında renkli saydamda, alandaki heykellerin büyük kısmının portre ve ayrıntıları gösteren fotoğraflar bulunmaktadır. KNKGP’yi destekleyerek bazı fotoğraflarının bu sitede yer almasına izin veren Sn. Demirel’e ODTÜ-KNKGP ekibi olarak sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

Nemrut’la ilgili Türkçe yayınlar artıyor …

1990’lara doğru Nezih Başgelen’in yöneticiliğindeki Arkeoloji ve Sanat Yayınları’nın özel ilgisiyle, Nemrut’la ilgili yayınlar artmaya başlar. Cumhuriyet’ten sonra Nemrut’la ilgili yapılan ilk yayın, Osman Hamdi Bey ve Osgan Efendi’nin 1883’te ilk basımını gerçekleştirdikleri “Le Tumulus de Nemroud Dagh” isimli Fransızca eserin 1987’deki tıpkıbasımıdır. Bu eser halen Türkçeye çevrilmemiştir.

Bunu 1990 yılında, F.K. Dörner’in 1987’de Almanya’da “Der Thron der Götter auf dem Nemrud Dağı” adı ile ikinci baskısı yapılan, Vural Ülkü çevirisiyle Türk Tarih Kurumu tarafından Türkçe olarak yayınlanan “Nemrud Dağı’nın Zirvesinde Tanrıların Tahtları” adlı kitap izler.

Arkeoloji ve Sanat Yayınları’nca 1998’den başlayarak Nemrut’la ilgili başka popüler yayınlar da yapılır. Bunlar arasında Nezih Başgelen tarafından yazılan ya da derlenen “Tanrılar Dağı Nemrut / Mountain of the Gods” (1998), “Havadan Nemrut” (2000), “Nemrut Dağı, Keşfi, Kazıları, Anıtları” (2003) isimli eserlerle; Gülcan Acar’ın kendi fotoğrafları ile birlikte derlediği “Nemrud” (2004) adlı eser de sayılabilir.

Bu yayınlar içinde Nemrut’un araştırma tarihi açısından en önemlileri Arkeolog Nezih Başgelen tarafından derlenen ve Nomos’un Türkçesinin bulunduğu “Tanrılar Dağı Nemrut / Mountain of the Gods” (1998) adlı eserle, Nemrut’u hava fotoğrafları ile belgeleyen “Havadan Nemrut” (2000) başlıklı eserdir.

2001-2003, Herman Brijder & Maurice Crijns: Maurice Crijns’in Nemrut tutkusu

1980’lerden sonra Nemrut Dağı ile ilgilenen Crijns, 1998’de Uluslararası Nemrud Vakfı’nı (UNV; International Nemrud Foundation, INF) kurar. 2000’de Nemrut, Dünya Anıtlar Fonu’nca (DAF) hazırlanan Tehlike Altındaki 100 Alan Listesi’nde yer alır. DAF, 2001’de UNV’nin Nemrut Projesi’ni destekleyeceğini açıklar. Aynı yıl, UNV, Prof. Dr. Brijder ile proje başkanlığını Amsterdam Üniversitesi adına yürütmek üzere anlaşır. 2001’de Brijder ve Crijns yönetimindeki ekibe, UNV’nin de desteği ile araştırma izni verilir. Ekip 2001-2003 arasında belgeleme çalışmaları ile bazı uygulamalar yapar. DAF’ın katılımı ile gerçekleştirilen 2001 yılı çalışmaları “Mission Report 2002” adıyla derlenir. DAF, Ekim 2002’den sonra Nemrut Projesi’nden resmen çekilir. Brijder ve Crijns ekibi 2002-2003 arasında Nemrut’ta çalışma ve uygulamalara devam eder. Adana KTVKBK’nın 2004’te konuya bütüncül yaklaşılmasını öngören kararına koşut, Brijder ekibinin izni Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca iptal edilir.

Belgeseller, sanal canlandırmaya dayalı görseller ve filmler…

Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde sürdürülmeye çalışılan araştırma, kazı ve restorasyon çalışmalarından bağımsız olarak, Nemrut’la ilgili farklı gruplarca bazı yayınlar, belgeseller, sanal canlandırmaya dayalı görseller ve filmler de üretilmiştir.

Tanrıların Tahtı Nemrut

Resim 58: Tanrıların Tahtı Nemrut, DVD

Yönetmen Tolga Örnek tarafından 2000 yılında hazırlanan bu belgesel, Türkiye İş Bankası’nın ana sponsorluğunda, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve Çalık Holding tarafından desteklenmiş ve Ekip Film tarafından gerçekleştirilmiştir. Goell’in arşivindeki eski görüntülerle birlikte Donald H. Sanders ve Sencer Şahin gibi alanda araştırma bilim insanları ile yapılan söyleşilere de yer veren bu eser, Nemrut Dağı üzerine bugüne kadar yapılmış en kapsamlı belgesel olup üç önemli ödül almıştır:

  • 2001 ABD Uluslararası Film ve Video Festivali (Tarih ve Biyografi Dalı Birincisi),
  • 2001 Avşa Film Festivali (Belgesel Birincisi ),
  • 2002 Torento Film Festivali (Rai Televizyon Ödülü).

Learning Sites Inc. tarafından hazırlanan üç boyutlu görüntüler

Tanrıların Tahtı Nemrut filmi için, Donald H. Sanders’in Theresa Goell’in arşivinden yararlanarak yaptığı değerlendirmelere dayanarak, bir Amerikan firması olan Learning Sites Inc. tarafından Nemrut Tümülüsü’nün sanal canlandırmasına yönelik özgün görseller üretilmiştir. 1980’li yılların sonunda Amerika’da kurulan, sanal gerçeklik konusunun arkeolojik alandaki uygulamalarına öncülük eden Learning Sites Inc.’in uzmanlaşma alanı, etkileşimli eğitim ve araştırmalar için güvenilir arkeolojik görselleştirmeler yapmaktır.

(http://www.learningsites.com/Frame_layout01.htm).

Hidden Tomb of Antiochus (Antiochus’un Saklı Mezarı)

Bu belgesel, Digital Ranch of California tarafından Amerikan televizyonu History Channel (Tarih Kanalı) için 2000 yılında çekilmiş, 2001 yılında gösterime girmiştir. Laura Verklan’ın yönetmenliğinde çekilen belgeselde kameraman Tufan Turanlı’dır. I.Antiochos ve mozolesini anlatan filmde; Arsemia, Cendere Köprüsü ile Adıyaman Müzesi ile birlikte Kommagene’nin parçası olan Zeugma ve Şanlıurfa yerleşmelerine de yer verilmiştir.

(http://tv.nytimes.com/show/49845/Hidden-Tomb-of-Antiochus/overview)

EXPO’2000 fuarında gösterilen kısa film

2000 yılında Hannover’de gerçekleştirilen EXPO’2000 fuarı için T.C. Turizm Bakanlığı’nca hazırlatılan Türkiye Pavyonu’nun ana teması Nemrut Dağı Tümülüsü’dür. Bilimsel verilerle örtüşmeyecek şekilde hazırlanan Nemrut’un sanal canlandırmasının da (virtual simulation) yer aldığı Türk pavyonunda tasarım ve uygulama INFOTRON tarafından yapılmıştır.

(http://www.infotron.com.trr/kurumsal.html).

“Queen of the Mountain” (Dağın Kraliçesi)

Yönetmenliğini Martha Goell Lubell’in yaptığı bu belgesel, Theresa Goell’in özyaşam öyküsünü anlatır. 2005 yılı yapımı filmde, ailesinin ve dönemin sınırlamalarına başkaldıran Goell’in arkeolojiye merak duymasının ardından, 50 yaşından sonra Kommagene’ye gidişini ve kendisini Nemrut’a adayışını aktarır. Goell’in arşiv filmleri ve canlandırmalara dayanarak görselleştirilen film, Brattleboro Kadın Filmleri Festivalinde gösterilmiş, Archaeology Channel Film ve Video Festivali’nde “en iyi film” ödülünü almıştır.

Nemrut Dağı Bilimsel Danışma Kurulu oluşturuluyor…

Nemrut’taki çalışmaların 2004 yılında durdurulmasından sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı Nemrut’la ilgili çalışmaları yönlendirmek üzere Haziran 2005’te Nemrut Dağı Bilimsel Danışma Kurulu’nu (NTBDK) oluşturulur. NTBDK, Nemrut Dağı Tümülüsü’nde geleceğe yönelik olarak yapılması gerekli çalışmaları tanımlar.

ODTÜ’nün Nemrut’la ilgili program geliştirme önerisi…

Bu süreçte, Nemrut Dağı Tümülüsü’nü tarihsel ve güncel bağlamında ele alarak makro ölçekle birlikte Nemrut Dağı’nda yapılması gerekli çalışmaları mevzuattaki yeni araçlarla tanımlayan Kommagene Nemrut Koruma Geliştirme Programı (KNKGP) ODTÜ tarafından Mart 2006’da hazırlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletilir.

NTBDK tarafından da olumlu bulunan ve kabul edilen KNKGP’ye ilişkin protokol 15.08.2006 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ODTÜ arasında imzalanmış ve Nemrut’ta yeni dönem çalışmalarına başlanmıştır. KNKGP kapsamındaki tüm araştırma, proje ve işler 2012 yılında ODTÜ tarafından tamamlanmıştır. Kommagene Nemrut Alan Başkanı’nın atanması, Danışma Kurulu ve Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu’nun oluşturulmasından sonra, tamamlanan işler kademeli olarak 2014 yılında onaylanmıştır.

Http www kultur gov tr Nemrut Dağı Nerede?

Adıyaman ili Kahta ilçesi sınırları içerisinde bulunan, yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle Kommagene Krallığı'nın kutsal alanı olarak nitelendirilen Nemrut Dağı, 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'nde kültürel varlık olarak yerini almıştır.

Nemrut dağına nasıl çıkılır?

Nemrut'a kendi aracınız ile de gitmeniz mümkün bunun için; Kahta'dan Nemrut Dağı Tümülüs tapınak bölgesine giden 2 yol var. 1.Yol, Kahta – Narince – Karadut yolu ile Nemrut Dağı Milli Parkı girişine, sonra da Nemrut Dağı Tümülüsü'nün yamacına (Kommagene Kralı 1. Antiochos'un mezarı olan tepeye) gelmek.

Nemrut Dağı heykelleri orjinal mi?

Nemrut Dağı, hem volkanik bir dağ, hem doğal anıt hem de insan eliyle yapılan bir tarihi eser olma özelliğini taşıyor. Bu yüzden 1987 senesinden beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde. 2150 metre yüksekliğe sahip olan dağ, MÖ 1. yüzyılda Kommagene Krallığı tarafından gizem dolu devasa heykellerle donatılmış.

Nemrut Dağı anıtsal heykelleri nerede?

Adıyaman'ın Kahta İlçesi'nde 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos'un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırdığı mezarı, anıtsal heykelleri ve benzersiz manzarası ile Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarından birisidir.